Almanya’nın Türkiye’den işçi istediği yıllardı. Babam ile Halil amcam gitmek için birlikte müracaat etmişlerdi. Bir süre sonra amcam Halil’in istek kâğıdı çıkmış babamınki ise çıkmamıştı…
Babam, istek kâğıdına olumsuz cevap gelişine üzülmüş Halil amcam ise istek kâğıdının çıktığına üzülmüştü. Çünkü amcam “Ben gurbet ele gidemem ölsem de kalsam da köyümde kalırım ” diyerek Almanya’ya gitmekten son anda vazgeçmişti.
Amcamın gitmek istemeyişi üzerine babam Halil amcama gidip “madem gitmiyorsun, istek kâğıdını bana ver de yerine ben gideyim bari” demişti (O dönemler istek kâğıdı çıkan birisi gitmediği zaman yerine bir başkası gidebiliyordu) ama amcam vermem diyerek Nuh demiş peygamber dememişti…
Halil amcamın bu istemez tutumuna karşı babam üzülmüş haliyle ve bir süre sessiz kaldıktan sonra da amcam ile olan bağlarını sessiz sedasız askıya almıştı. Ancak babam Almanya’ya gitmekte de amcamdan kâğıdı almakta da kararlıydı çünkü amcam istek kâğıdını verse iş tamamdı iş ayağına gelmişti babamın ama bir defa Halil amcamın vermem deyip inadı tutmuştu.
Halil amcamın babama istek kâğıdı mı vermem diye diretmesini sürdürünce babam son defa amcamla bir kez daha yüz yüze gelip konuşmak için haber salmıştı…
Babamla bizde karşı karşıya gelen amcama babam bir kez daha “Halil biz kardeşiz madem gitmek istemiyorsun bari istek kâğıdını bana versen n’olur” deyince amcam anlamsız bir şekilde babamı cevaplayarak “burada bize yol gösterecek olan bir büyüğümüz yok, sen gidersen ne yaparız derdimizi kime anlatırız” deyince babam kısa bir sessizlikten sonra…
O konuda amcama hak vererek sanki amcam çocukmuş gibi “haklısın, evde bir büyük olması gerekiyor” demiş ve o günden sonra da Almanya defterini kapatarak, gitmekten vazgeçmişti…