Yalnız bir öfkede çoğalır umutsuzluk
Kayıp benliğin sokaklarına yansıyan
Kara çarşaflı yürüyüşleri vardır
Görünmez
Aydınlığın isyan noktasında
Kenar mahalle itleri gibi
Uyuz uyuz dolaşır harman misali
Dili dışarda
Hırlak
Ve aç
Yorgundur
Güdülmez
Menderesin deltalarında yetişir
Fırat’ın vadilerinde tepişir
Sürülmemiş tarlalarda elde kürek
Çığırır türküsünü
Sessizliğin sağanağında
Ağıttır acılı
Kan tükürür içten içe
Bozlaktır ağlamaklı
Gelenektir adettir
Zeybektir heybetli
Kaybolmaktan korkar
İçti mi de üstüne gidilmez
Yılkı atıdır yeleli
Bu geçinilmez halleriyle
Binilmez
Kara basmalı dondur ayazda
Üstüne giyilmez
Terslenmiş tazecik ağlayan gelindir
Gülünmez
Gitti mi geri gelmez kör olasıca
Gitti mi gelmez