Blog, İnceleme

BURAK SEDAR ÜLKER / BİR YAPRAK HİKAYESİ

Ateş, tekerlek, elektrik, internet… Tarihte dönüm noktaları olarak ele alınan buluşlar. Önemleri tabii ki tartışılamaz ama günlük hayatımızda en az diğerleri kadar kullandığımız ve benim için en az onlar kadar önemli olan bir şey daha var; Tuvalet Kâğıdı.

Günün her saatinde, evde, iş yerinde, takıldığımız bir mekânda olmazsa olmazımız haline gelmiş, gözümüzün ilk aradığı vazgeçilmezimiz. Eminim sağladığı hijyen sayesinde yaşam ortalamalarına da katkısı olmuştur. Tabi Hindistan ve Pakistan’da hala yüksek oranlarda kullanılmadığını belirtmeliyim. Bu bilgi şayet oralara yolunuz düşerse, dışarıdan yemek yemek istediğinizde mekân konusunda daha seçici olmanızı sağlayabilir. Peki “kıymetlimizin” nasıl var olduğunu hiç düşündünüz mü? Eminim benim dışımda hiçbiriniz düşünmemiştir.

 

Tabii ki kâğıt haline gelmeden önceki sürecini de ele alacağız. Konu icat olunca Çinlilere değinmeden edemeyiz. 5. Yüzyıla kadar dünyanın belirli bölgelerinde yumuşak yaprak ve koyun yünü kullanıldığı biliniyor. Yaprağın sert ve kaygan olmasından durumu zorlaştırdığı anlaşılmış ki yumuşak olanlar tercih edilmeye başlanmış. Kendini halktan üstün gören elit tabaka alternatif olarak koyun yününü kullanmaya başlamış. Yünden yapılmış eski kıyafetlerini de sürekli yıkayarak kullanmışlar ve kullanım ömürlerini bu şekilde uzatmışlar.

6. Yüzyılın sonlarında Çinli bir devlet adamı felsefesine katkıda bulunan, çoğu zaman beğenmediği alıntıları(kağıtlar) halkına göndererek tuvalet ihtiyaçları için kullanabileceklerini söylermiş. Keşke beğenmediğini konuşarak ifade etseymiş, eleştirinin böylesi de biraz ağır olmuş diyebilirsiniz ama gelişimi neyin tetikleyeceğini bilemezsiniz. Halk bunu alışkanlık haline getirmiş, saraydan kâğıt gelmediğinde açığı kendi üretimleriyle kapatmışlar. Zamanla saraya kendi ürettikleri kağıtları da gönderir olmuşlar. 14. Yüzyıla varıldığında artık 700 bin aromadan oluşan bir yaprak ve kâğıt katalogları bulunmaktaymış. İpek Yolu aracılığıyla farklı medeniyetlerle de buluşan bu gelenek, kültür ve statü farklılıklarına göre değişiklikler de göstermeye başlamış. Çimen, eğrelti otları, mısır koçanı, mısır, meyve derileri, deniz kabukları, yosun, kum gibi birçok malzeme aynı amaca hizmet etmiş. Genelde orta kesime hitap eden bu malzemeler dışında daha varlıklılar tarafından lüks yün, dantelli bez ve kenevir de kullanılıyormuş. Antik Roma’da varlıklı aileler gül suyuna batırılmış yünler kullanırken, Fransızlar ise çareyi haşhaşlı dantellerde bulmuşlar. Amerikalıların da eski takvim yapraklarını ziyan etmediği bilinir.

Artık sanayi devrimi gerçekleştiğinde Amerikalılar takvim yapraklarına daha fazla eziyet etmek istememiş ve seri üretime geçmişler. 1857 yılında New York’ta Joseph Goyetty adındaki yüce insan modern tuvalet kağıdına dair ilk adımı atmış. Ardından 1890’da daha gelişmiş bir marka olan Scott Kâğıt Şirketi piyasaya girmiş. Çabuk parçalanmalarından dolayı satışlarda azalma yaşayan bu markaların yerini 1935’te Northern Peçete almış. Görünüş itibariyle diğerlerinden farklı olması, tuvalet dışında başka mekanlarda da yerini almasını sağlamış ve dolayısıyla peçetenin daha şık ve kokulu olanları da üretilmeye başlanmış. Bir temizlik aracından, aksesuar kategorisine evrilir olmuş. 1942’de Northern Peçete çift katlı tuvalet kağıtlarını da üreterek, tüketicilerden geri dönüş almaya çalışmış ve yumuşakla sert arasında seçim yapmaları söylenmiş. Sert olanların maliyet olarak daha az olması ne kadar firmaya cazip gelse de zamanla ikisinin üretim maliyetlerinin benzer rakamlara gelmesiyle artık müşterinin de istediği yumuşak tercih edilmeye başlanmış.

Türkiye’de tuvalet kağıdına ilk adım 1970 yılında Eczacıbaşı tarafından İpek Kâğıt Firması adı altında atılmış. Bugün inanılmaz rakamlarda üretilen tuvalet kağıtlarımızı en çok İsrail’e ihraç etmekteyiz. Fakat 2018 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye Halkının sadece %8’inin tuvalet kâğıdı kullanma alışkanlığı var. Sağladığı kuruluk ve hijyen sayesinde bakteri üremesini engeller ve birçok hastalığın önüne geçer. Bu yazım ile Türkiye’deki tuvalet kâğıdı oranlarının artmasına bir nebze de olsa katkım olur mu bilmem ama her şey kokusuz metrobüsler için. Sırada diş macunu ve deodorant var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir