Blog, Deneme

FEYZA MENTEŞ – FLU

Uğramaz olurum masalarda sıralanan bira şişelerine, masalarda kalan tabakalara, içinde biriken yaş küllere. Tutuşan kahkahalara dökülen kırıklara. Uğramaz olurum, aklıma gelen hatıraların sarhoşluğuna. Yerinde eskiyene varmam. Ben uzaklaştıkça, sekteye kurban giden gençliğimde budanmaz ayrı ayrı budalalar tarafından. Aynı yerden de kırılmaz kemiğim, uğramayınca bir ihanete. Dünyayı eğriltir zihnim de dünya eğrilmez uğramayınca zihnime. Bilindik cümlelerle acımaz canım. Koşarak uzaklaşırım küflenmiş masa örtülerinden. Büyürüm böylece ve bir daha da uğramam içinden gelmeyen nefesi çekenlere, ben uğramadıkça, figürümde yansımaz geceye, gecelere ışık da olmaz gölgem. Uğramamaktan görülmem. Görülmediğim içinde yoktur gölgem. Ben sokaktan geçince mahallenin delikanlıları çıkmaz balkonuna bir sigara bahanesiyle, geceler ve adamlar pek saklamaz beni cüzdanında. Bir vesikalığım kalmaz hiçbirinin göt cebinde. Uğramadıkça görülmez yüzüm ötekinin aklında. Geceler ve adamlar değer vermiyor bana, fazla gözyaşı akıtmaktan kaynaklı olabilir aramızdaki sorun. Islanmaktan hoşlanmaz gece, ıslanmaktan hoşlanmaz cüzdanlar, ıslandıkça nem tutmaktan ürker delikanlılar, dağılırlar gölgelerine. Bir bahanesi olmam sokakların. Bir bahanem kalmadıkça geçmem bu sokaklardan. Ben geçmem. Birinin beni sevmesi için bahanesi kalmaz ayaklarım girmedikçe eşiğe, beşikten mezara taşıdığım bir yalnızlık, hiç sevişmeyecek eşikte. Ölümden geçeceğim, ölümden. Önümden geçmeyecekler. İzin vermeyeceğim, izin vermeyecekler. Güzel hiçbir şey aranmayacak bende. Hiç kimse sunmayacak parmaklarını yüzüme. Gecelerle ve adamlarla aramdaki mesafeler gittikçe açılacak. Atlayacağım. Restore edilecek, yine atlayacağım. Gittikçe restore edilecek açılan boşluklar. Ben sadece atlayacağım. Küvetlerde asılı kesik bacaklarım, bir Flu pıhtı damlıyor benden geriye kalan gençliğime, uğramaz oluyor göğüs kafesim sevgili günlüklere. Gecelere ve adamlara mürekkepler tükürüyorum. Fazla değer vermekten kaynaklı aramızdaki sorun. Fazla âşık olmaktan restore ediliyor yabancılığımız. Cinayetler çıkıyor dilimden. Ağzım yel almıyor. Cinayetler dökülüyor içimden. O nasıl söz öyle, diyor annem ve Tanrı. İkisi de kızgın cinayetlerimdeki dalgınlığıma, cinayetlerimdeki acemiliğime ikisi de küskün. Hiç toplamadım küvetimi. Ötelere iliştirdim hep. Sorun yok, şimdi biraz uyumam gerek. Daha sonra toplarım cesedimi. Ötelere iliştirdim hep ağzımdan çıkan cinayetleri. Biri kâinattan, biri kütüğünden. Annem, feyz vermediğim için sildi nüfusundan beni. Tanrı, feyz almadığı için karaladı cehennem gişesinden adımı. Bir daha da uğramaz oldum, uğurlandığım yaşama.
Kökü kurudu canımın lan!
Kökten kopardılar canımı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir