Şiir
-
HIZIR İRFAN ÖNDER – YALNIZLIKLAR BİLE İKİNCİ EL
derinden kanıyor anılarım kırık bir tebessüm dudaklarımda sevgilim, gözlerin utangaç bir gece unutmak istiyorum, unutamıyorum… yatılı okul çocuklarının gözlerine nasıl indiğini iyi bilirim akşamların kıyamet mi desem ihanet mi?.. acırım, ev yemeğine hasret büyüyen çocukları… keder-korku sinmiş mahcup gözlerine yüreğimde barınıyor muhacirler anladım ki bu acımasız dünyada yalnızlıklar bile artık ikinci el!..
-
EDİZ SERVAN ERDİNÇ – DEĞİLİZ
Zorda kalana yardım etmek bizim işimiz Biz yoksula sırtını dönenlerden değiliz Kırılsa bile bizim otuz iki dişimiz Gözlerinde ışığı sönenlerden değiliz Yüreğimiz sevgiyle dolu olan bir umman Yakışmıyor kardeşim zalimden medet umman Göğsümüzde mücevher gibi duruyor iman Garibanın sırtına binenlerden değiliz Kurumlara torpille girmedik, girmeyiz biz Her zaman haram lokma görmedik, görmeyiz biz Arsıza sıcak kazak örmedik, örmeyiz biz Deneme tahtasında denenlerden değiliz Mertliğimiz en büyük servetimizdir bize Mazlumlarla bağlıyız candan birbirimize Ömür boyunca domuz katmadık sürümüze Çıktığımız dağlardan inenlerden değiliz Kişiye özel olsa adalet mahkemesi Ömür boyu duyulmaz garibanların sesi Yalnız muhabbet bulur aldığımız nefesi Baykuş gibi cihana tünenlerden değiliz
-
AZİZ NAYIR – NEVRUZ GİBİ
seni dalından kırılmış bir nevruz gibi dikeninden kanayan yaban gül gibi dili bozuk hüznü revan ak ağaçlar arasında kurumuş nehir yataklarında yitmişliğimdir kirletebilirim ellerimi yokluğunla yıkadıkça bulanık beyaz ağuyla susuyorum kapılar kapanıyor sokağa çıkmak yasak eylül eylül bakıyorsun ardımdan ıslak kim bilir hangi bozuk saatin akrebindeyiz yüzümde bir gülümseme ağlamalardan beter yırtık bir mektup gibiyim beklentiye aykırı kırıp atacağım bu şişeyi kim basarsa bassın üstüne kaskatı kesilen hayatlar bildiğimdir yazın-bu bildirimdir ansıyanlara bardakta kalan suyun çöl özentisi boğazlanmış göllerin irkilişidir seni boynundan vurulmuş kör ceylan gibi mayınına aşık bir batık gibi uzamış parmaklarımla değmesiz ve umarsız yanlış bir zamanın takvimi gibi mevzilenmiş bir gök…
-
HIZIR İRFAN ÖNDER – DEĞMEYİN
ne yâr ne selâm ne yağmur ne rüzgâr bu koskoca dünyada yapayalnızım… anılarım yoksul kent ruhum kuşatılmış içdeniz kalbim üşüyen serçe hayatım Yusufeli!.. kızgınım aktif bir volkan gibiyim değmeyin bana hem yanarım hem yakarım!..
-
HEYBET AKDOĞAN – KIYAMETTEN SONRASI VATANIMDIR
ezgisine tutkun olduğum bütün sesler yalan küller savruluyor yüzümde tenimde fırtınalar ölüm varlığa ve yokluğa ağlamak değilmiş aşktan bir sonsuzluğa şahadet ettim yaşamak denilen umarsızlık günahtan zılgıt sesleri sesim sığmıyor dudaklarıma söyleyemediklerim dilimin ucunda toprağın tefsiri tınısıyla kaybolan sarhoşluğumda ayılmam hayıflanmaktı maddeye sevgisiz hayatta bin bir sabırla sınavdayım uzak değil o sonsuz rüya kıyametten sonrası vatanımdır insanlar azgın kavgalarda yolunu şaşırmış dünya gezgini cehennem silahşorları yanı başımda çakal yuvası mekânlarda mazlum çığlıkları hep yarasına mülteci devrilmeli bu devran kan akan yüzlere merhamet sürülmeli dile düşen değil yürek deşen aşkla o şeyda sevgili gaybtan ezeli hasret olmalı reva değil yalan ömürler talan yarınlar korkmak çare hiç değil mahşerin gazabı uykumuzun azabı
-
CEMAL KARSAVRAN – SALA’LARINIZ FAYDASI YOK
Asuman bir serzenişte Çocuk, kadın, hayvan Taciz, tecavüz, gasp, talan Onca günahın üzerine Doğal afet takdiri ilahi Bu ne fırtına tanrım Sahte yüzler sahte gülüşler Yalanı dolanı katmış önüne Rüzgâr hortum sel Doğa ve yaşam felç Gelecek mutlak bir temizlik Zincirinden boşalmış Toplumsal ve evrensel İçten içe bir dip dalga Engel tanımaz ve süratle Eğitim üretim için değilse Bilim ve sanatta yoksanız Kanun ve yasalarınız yoksa Üstelik algılayamıyorsak Sala’larınızın faydası yok
-
ZEYNEP AKKAPTAN – BENDE BİR SEN KALDI
İçinde bulunduğum hüsranın bana yazdırdıklarısın sen, Reddettiğim hislerim, kurduğum bütün oyunbozan hayatların eserisin sen. Sen beni bir diriltip ertesi gün öldüren, Kelimelerin yetinmeyi bilemediği mısralarımsın. Bin bir sabahsız aydınlığım, kalbime gömdüğüm en hakikatli yeminimsin. Gel gör ki bende bir sen kaldı, Kırk yıllık ressamın ellerindeki nasırlar gibi hatırasın geleceğime. Emeğimin tek yarası sensin içimde. Bir söz kaldı dilimde, uzanamadı sana cümlelerim. Sana yazdıklarım cümlelerden kaçmak ister gibi hecelere çevirdiler kendilerini. Ağır geldi dilimden sana sarf edilenler, bütün tezgahlara. Omuzlarıma yükledim tüm dünyayı, damla damla vicdansızlıklar dilimden aktı. Ne bir yudum su ne de kaz tüyünden bir öğle uykusu senin huzurun, Sen öyle bir huzursuzluksun ki kuş olsam uçamam, Balık olsam…
-
HEYBET AKDOĞAN – SÜVEYDA
sonunda öğrenirken yürümeyi dönüşü olmayan bir yoldaydık miladı yokmuş tecellinin adın kandili söndürülmüş kalplerin miraç’la alazlanmasıymış süveyda melali kuşan süveyda yüzümüze bakan falcı mutluluk bildiğimiz deşilen yalancı kara çaputlar bağladık yaramıza ne kanımız dindi ne de acımız leyli vakitte revan olmalıydık çağrıya gafildik her can bir emanetti insanoğluna kanat çırpalım süveyda mevsimlerden ebedi bahara zifir çağ içindeyiz tenimiz pak nazarımızda nur olmalı süveyda bir aşk ile bizde soluyalım cennet gülü sinemizde açmalı şehrayin bir yolculuktayız süveyda rayiha kokusu sürülmüş yollara yorgun adımlarımızda kadim anılar fırtınaları dindirecek dualarımız senin tuale çizilmiş yüzünde yakarış benim gözbebeğimin eşiğinde her damla gözyaşı tövbe ağla süveyda çığlık çığlık uğrun uğrun ben ıslanayım taşkın taşkın yeryüzü…
-
DERYA CESUR – ÖTE
Savaş vardı, var, var olacak. Nefret vardı, var, var olacak. Aşk vardı, var, var olacak. Acı, yalan, umut ve talan, gözyaşı, kahkaha, merhamet ve ziyan vardı, var, var olacak. Ben yoktum, varım, yok olacağım. Yani mesele benden büyük. Mesele senden de büyük yani. Şimdi bu öncesizlikte ve şimdi bu sonrasızlıkta savaşta silah, nefrette taraf, aşkta figüranız seninle ben. Acıda gözyaşı, keyifte kahkahayız birlikte. Yalanın da talanın da sömürgesiyiz. Geçmişin papağanı, geleceğin kahiniyiz. Shakespeare’in eskimeyen tiratlarıyız seninle ben. Olmak ve olmamak arasında örselenmiş Hamlet’ten, olmaz bir aşka sarılmış Ophelia’dan suretleriz. Hain Kral Claudius’un soyu tükenmez varisleri yüzünden milyarıncı kere aynı zehirle öleniz seninle ben. Biz seninle koca bir tekrarız aslında. Doğduk,…
-
HEYBET AKDOĞAN – SEVDAN GÖZLERİMDE ASILI İNTİHAR
deniz gözlerinin özlemiyle kuruyan çöl zambağı bendim dokuz boğumlu canla senle ölüm arasında tükenmez bir umudun sebebiydim susmadı acıları sır eyleyen yankılar gözlerine değince umudum bin yıl geçti diyordu ulaklar yaşanılan ömür törpüsü değildi çehremdeki kıvrımlar canhıraş hâlime tercümandı yokluğuna öykündü hasret yıldızların yakınına varamasam da aşk göçtü gökyüzüne nicedir başucumda uyuyor ayın şavkı sabahın kuşları gelirken adın seher kuşu muydu kimsesiz uçuşun fecri ağlatıyordu gün sustu sanki bir kayıt düşmüşsün karanlığa gölgenin alazında sönüyor güneş geçtiğin her yeri silerken rüzgâr sevdan gözlerimde asılı intihar