Blog, Şiir

HEYBET AKDOĞAN – SÜVEYDA

sonunda öğrenirken yürümeyi
dönüşü olmayan bir yoldaydık
miladı yokmuş tecellinin
adın kandili söndürülmüş kalplerin
miraç’la alazlanmasıymış süveyda

melali kuşan süveyda
yüzümüze bakan falcı
mutluluk bildiğimiz
deşilen yalancı

kara çaputlar bağladık yaramıza
ne kanımız dindi
ne de acımız
leyli vakitte revan olmalıydık çağrıya
gafildik
her can bir emanetti insanoğluna

kanat çırpalım süveyda
mevsimlerden ebedi bahara
zifir çağ içindeyiz
tenimiz pak
nazarımızda nur olmalı
süveyda bir aşk ile
bizde soluyalım
cennet gülü
sinemizde açmalı

şehrayin bir yolculuktayız süveyda
rayiha kokusu sürülmüş yollara
yorgun adımlarımızda kadim anılar
fırtınaları dindirecek dualarımız
senin tuale çizilmiş yüzünde yakarış
benim gözbebeğimin eşiğinde
her damla gözyaşı tövbe
ağla süveyda
çığlık çığlık
uğrun uğrun
ben ıslanayım taşkın taşkın
yeryüzü tufana gark olsun
su manadandır süveyda

kurudu dünya
belki insanlığın son cemresindeyiz
küf kokuyor nefesler
faniliğimize
gökdelenler mi kalmalıydı
madde çürüyor
kimyasını inkâr eden ufuklar
kabrimizi betonla karıyorlar süveyda

bak
dünyayı mecnun gibi dolaşıyor güneş
yaşamak ateştir
her uyanış yanmaktır gün ışığıyla
süveyda
sırlı dilim
gazeller okuyorum beyhude geçmiş hayata

mil çektiler gözlerimize
kurşundan damlalar akıttılar kulaklarımıza
ölümü yenemeyen uygarlığın
hıncıydı günahlarımız
düne erken dedik
yarınlar bir daha sonumuz olmasın süveyda

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir